KENDİMLE MÜNAKAŞA
Yaz akşamlarını özlüyorum bu gece,
Yalnızlığımla kuş tuttuğumuz o gündüzleri,
Saka kuşunun cilveli dansını,
Küpe çiçeğinin kokusunu...
Bir ilkbahar akşamını özlüyorum,
Ankara’nın serin akşamüstü vakitlerinde.
Bir bayram sabahının sevincini arıyorum,
Ruhumu çalan bu şehrin gökyüzünde.
Kendi içimde kendimi arıyorum,
Her gün daha da kaybettiğim gençliğimde.
Bir bilen vardır diye soruyorum,
Şehrin varoşlarında, bazen de zengin caddelerde.
Bulamıyorum.
Ne o mutlu sabahları,
Ne de o masmavi gökyüzünü.
Hapis oldum kendi bedenimde,
Kendimi de bulamıyorum.
Bir ses duyuyorum uzaktan,
Cem Ağabey “Çok yorgunum...” diyor.
İçimden ona sesleniyorum,
“Sen de mi ağabey?”
Bekliyorum, cevap yok.
Kayboluyorum denizi olmayan gönül limanımda.
Mürekkebi de bitti zaten kurşun kalemimin.
Aklım zaten amuda kalkmış.
“En iyisi...” diyorum,
“En iyisi yatalım, uykuya kaçalım bu gece de...”
Ben uykuya kaçıyorum.
Yoksa, kendimle münakaşamdan yine mağlup çıkacağım.
Yalnızlığımla kuş tuttuğumuz o gündüzleri,
Saka kuşunun cilveli dansını,
Küpe çiçeğinin kokusunu...
Bir ilkbahar akşamını özlüyorum,
Ankara’nın serin akşamüstü vakitlerinde.
Bir bayram sabahının sevincini arıyorum,
Ruhumu çalan bu şehrin gökyüzünde.
Kendi içimde kendimi arıyorum,
Her gün daha da kaybettiğim gençliğimde.
Bir bilen vardır diye soruyorum,
Şehrin varoşlarında, bazen de zengin caddelerde.
Bulamıyorum.
Ne o mutlu sabahları,
Ne de o masmavi gökyüzünü.
Hapis oldum kendi bedenimde,
Kendimi de bulamıyorum.
Bir ses duyuyorum uzaktan,
Cem Ağabey “Çok yorgunum...” diyor.
İçimden ona sesleniyorum,
“Sen de mi ağabey?”
Bekliyorum, cevap yok.
Kayboluyorum denizi olmayan gönül limanımda.
Mürekkebi de bitti zaten kurşun kalemimin.
Aklım zaten amuda kalkmış.
“En iyisi...” diyorum,
“En iyisi yatalım, uykuya kaçalım bu gece de...”
Ben uykuya kaçıyorum.
Yoksa, kendimle münakaşamdan yine mağlup çıkacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder